19.
yüzyılın ikinci yarısı Osmanlı tarihinde büyük değişimlerin yaşandığı bir
dönemdir. Bu dönemde, değişimin içinde
yerini alan en önemli meselelerden biri de eğitimdir. Bu dönemde birçok aydın
topluma öncülük edebilmek için vazifeye atılırlar. Bunların içinde oldukça
farklı bir konuma sahip olan kişi Ahmed Midhat Efendi’dir. Çünkü Ahmed Midhat,
yazdığı eserleriyle adeta bir halk kütüphanesi kurmuş, kalemini halkın
öğrenmesi için bir araç olarak kullanmıştır.
Ahmed Midhat Efendi, 1844'te İstanbul'da Tophane'nin Karabaş mahallesinde dünyaya gelmiştir. Orta halli bir aileye mensup olan bu şahsiyet, erken yaşta babasını kaybederek zor şartlar altında yetişti. Ailesiyle beraber Vidin'e giden Ahmed, burada okuma-yazma öğrenmeye başlar. Bir süre sonra İstanbul'a dönerek, Vidin'de başladığı sıbyan mektebini burada tamamlar. Daha sonra Niş'te görev yapmakta olan ağabeyinin yanına giderek, rüştiye eğitimini burada tamamlar. Niş Rüştiyesinden mezun olduktan sonra, Tuna Valiliğinin merkez kasabası olan Rusçuk'a giden Ahmed, Vilayet Mektubi Kalemi'ne girer. Burada Fransızcayı da öğrenerek, Tuna Gazetesinde yazılar yazmaya başlar. Onun bu çalışmaları Midhat Paşa'nın valiliği zamanına rastlamaktaydı. Midhat Paşa, Ahmed'i çalışkanlığından dolayı takdir ederek, ona kendi adını verir. Böylece ismi Ahmed Midhat olur.